30 Eylül 2010 Perşembe

Şapka çıkardığım mikro heykeller



   Pastel boyalardan yapılan heykelleri görmüştüm fakat pek de etkilenmemiştim.Bunları gördükten sonra  Dalton Ghetti’nin pastel boyalardan da harikalar yaratacağını düşünüyorum.Yani asıl olay malzeme seçimi değil, olay sanatçı da bitiyor.
Üniversitede kalemleri falçatayla açan (daha doğrusu açamayan) birisi olarak şoklar içerisinde araştırdım Dalton Ghetti’yi ve kalemlerini.Kalem demek yaptıklarını hafife almak gibi geldi bana o yüzden sanat eseri demek daha doğru olur.



Amerikalı sanatçı okuldan kalma alışkanlık olarak başlayan bu işi 25 yıldır yapıyor.Jilet ,dikiş iğnesi ve falçata kullanarak yaptığı heykellerin bazılarını birkaç ayda bitirebilirken,bazıları ise yaklaşık bir yılını alıyormuş.Ve bilin bakalım tam da en sevdiği eserini tamamlamaya yaklaşmışken başına ne geliyor? Tabiki de kırılıyor.Ama kırılan kalemleri atmak yerine onları ‘cemetery collection’ adı altında toplamayı tercih ediyor.Eminim ki sırf kırılan kalemlerden bile büyük ilgi toplayan bir sergi olur.Bu eserlerini satmayıp arkadaşlarına hediye etmesi de bu işe ve sanata olan tutkusunu gösteriyor.Zaten başka türlü yapılamaz bunlar.Ben kendisine şapka çıkardım bilmem siz ne düşünüyorsunuz?

28 Eylül 2010 Salı

Pick your nose





Hadi bakalım kendine bir burun seç.Bugün kim gibi ya da ne gibi olmak istiyorsun? Pazarlama stratejisi olarak parti bardakları konseptini seçmişler veya toplu organizasyonlar için ideal bir takım olduğunu öne çıkarmışlar.Walla benim bu bardakları almam için partiye ya da birden fazla kişiye ihtiyacım yok.Kendi kendime de bu bardaklarda birşey içerken de gayet eğlenir ve keyif alabilirim.Jason Amendolara ve Carl Mitsch tasarımı bu bardakların ister hayvan burunları olsun ister insan, farklı konseptleri mevcut.12 farklı seçenekten 2’şerli  toplam da 24 adet bardaklar halinde satılıyor.Amazon.com’da  da var isterseniz buradan alabilirsiniz. http://www.amazon.com/Fred-12-Ounce-Pick-Your-Paper/dp/B000V6OKA4. Fiyatı da çok uygun bence.Ne dersiniz arkadaşlarınızla birlikteyken onlara süpriz yapmak ,ortama farklılık katmak veya kendinize bir hoşluk yapmak için değmez mi?

27 Eylül 2010 Pazartesi

On The Edge - Michael Hilgers





Bu saksılara tek kelimeyle bayılıyorum.Geleneksel saksı tabusunu yıkan bir tasarım.Maksimum 6 cm kalınlığına kadar olan bütün korkuluklara konulabilir.Micheal Hilgers tasarımı bu saksı iki ayrı kısımdan oluşuyor.Dolayısıyla size farklı bitkileri biraraya getirme imkanı sunuyor.Yeşil ,turuncu,beyaz ve siyah renk seçenekleri mevcut.2006 yılında Hilgers bu tasarımı yapmış ve tabii ki taklitleri de kendini göstermekte geri kalmamış.Öyleki ev ve bahçe ürünleri  yapan bir firma olan Greenbo aynısının  biraz değişini daha çok renk alternatifi ile piyasaya çıkarmış.Evet mantık aynı ,tasarım aynı ama yine de formundaki sadelikle Micheal Hilgers tasarımcı kimliğini göstermiş.Minimalizm ve modernizmin revaçta olduğu şu son dönemlerde daha uygun bir tasarım olamazdı heralde.

25 Eylül 2010 Cumartesi

Kediler işini bilir derler




Hakikaten de kedilerdeki keyif kimsede yoktur.Evin heryeri onlarındır, onlara şuraya girme burası yasak gibi kurallar sökmez.Bu yatakları görünce aşık oldum resmen, bayıldım ve ben köpekçi bir insan olarak sırf bunlar için kedi almayı düşündüm.Kedilerin bir duvarda uyumadıkları kalmıştı artık onu da yapabilecekler.İnternetten araştırdım amazonda bile satılıyor bu yataklar. http://www.amazon.com/Cat-Clouds-Mounted-Titanium-Direction/dp/B0029YYSWQ . Dilerseniz internetten sipariş verebilir dilerseniz de bir marangoza yaklaşık 40x60 cm boyutlarında bir ahşap kestirip onu duvara monte edip bu işi kolayca halledebilirsiniz.Hem ahşabı istediğiniz renk lake kaplatabilirsiniz hem de üzerindeki minderi evinize uygun bir kumaşla kaplatabilirsiniz, böylece tamamen size ve evinize özel bir tasarım olmuş olur.Sıradan kedi yataklarından sonra ben bu tasarımı gören bir insan olarak kedi alacak olsam asla ve asla o yataklardan almamakta kararlıyım evin her köşesine bir adet bunlardan yaptırıcam açıkçası.

21 Eylül 2010 Salı

Ayala Serfaty







1962 Tel Aviv doğumlu Ayala Serfaty Jarusalem'de güzel sanatlar eğitimi aldıktan sonra İngiltere'de Middlesex Teknik Üniversitesinde çalışmalarına devam etmiş.
 İpek aydınlatma koleksiyonunda kullanılan ipekler Hindistandan getiriliyor ve metal konstrüksüyon üzerine kaplanarak yapılıyor.Yanı her aşamasında el emeği var aydınlatmaların.Bu kadar emek karşılığı olarak da aydınlatmalar heykelden farksız hepsi ayrı ayrı sanat yapıtı adeta.Ayala bu koleksiyonunda sualtında bitkiler ve diğer canlı türlerinden esinlenmiş.Özellikle konsept olarak uygulandığında gerçektende sualtı dünyası izlenimi veriyor.Sarı,yeşil ,krem,turuncu,kırmızı ve altın rengi gibi bir çok renk skalası olan bu koleksiyonla kendi dünyanızı kendiniz yaratabilirsiniz.Bütün parçalar birbirinden güzeldi en fazla bu kadar koyabildim daha fazla incelemek isterseniz  www.aquagallery.com  sitesinden araştırabilirsiniz.


14 Eylül 2010 Salı

Ben de bir adet ayaklı küvet alabilir miyim?





Eskiler,eskiler...Eski olan şeylere her zaman bir merakım olmuştur bu yüzden bana sık sık antikacı ve çeşitli secondhand butiklerde gezerken rastlayabilirsiniz.Ayaklı küvetler de vintage parçaların vazgeçilmezlerinden.Küvet zaten diğer duşakabinlerin yanısıra başlı başına keyifli ve görsel bir vitrifiye ürünü.Tabi bunun için geniş bir banyonuzun olması lazım aksi halde küveti sığdırsanız bile çok sıkışık olduğu için kendini göstermeyecek , gereksiz bir kalabalıktan ibaret olacaktır.Böyle olduğu zaman da insanın banyo da keyifli ve uzun saatler geçirme hevesi yok olacaktır.Ayaklı küvetlere günümüzde çok rastlanmıyor.Villeroy&Boch’un bir iki modeli var (biraz fazla kitsch olan) ,bunun dışında Vitra için Matteo Thun’un Water Jewel serisinde modern bir ayaklı küvet tasarımı var (yukarıdaki 4.görsel).Bunun yanısıra yurt dışında sadece eski küvetleri bulup onları renove eden firmalar mevcut fakat malesef Türkiye’de buna rastlamadım var ise de haberim yok.Uygun fiyata bir adet ayaklı küvet edinmek için tabana kuvvet bütün eskicileri gezmek gerek hatta sormak gerek çünkü eğer varsa bile teşhir ürünü olarak sergileyeceklerini sanmıyorum.Özellikle kurna satan eskicilerde şansımızı deneyebiliriz bence.Ne dersiniz ideal büyüklükte bir banyo düşünün, en nadide parçanız olarakta tek başına ortada duran ayaklı bir küvet ve belki vintage tarzını tamamlamak için bir duvara su geçirmeyen duvar kağıdı uygulanmış; hoş olmaz mı? 

10 Eylül 2010 Cuma

Ready-Made VOL.1

                                     
                                       
                                       

Ready-made’i  kısaca hazır eşyalar üzerinde yapılan ufak tefek değişikliklerle onlara başka fonksiyonlar yüklemek diye tanımlayabiliriz.Ready-made denince aklımıza ilk gelen isim M.Duchamp ve tabiki de onun pisuar örneği.Sıradan bir pisuarı evire çevire sanat yapıtına dönüştürmek ve adına da çeşme koymak herkesin yapabileceği birşey değil.1900’lerde başlayan ve günümüze kadar gelen bu sanat akımını sevdiğim ve yakından takip ettiğim için sayfamda zaman zaman yer vermeyi düşünüyorum bu yüzden de ön bilgi gerekli olabilir diye düşündüm.
Ready –made şişe aydınlatmalar bu akımın en pratik ve basit örneklerinden bir tanesi.
Özellikle Pop Art tarzı mekanlar için şık bir tamamlayıcı diye düşünüyorum,ama bunun yanı sıra modernizmin ve minimalizmin ağırlıkta olduğu mekanlarda  da dikkat çekici bir detay olarak uygulanabilir.Bu ürünleri hazır olarak satın da alabiliriz ; ama yok ben bu işlere yatkınım hem kendimden birşeyler katmış olurum derseniz birazcık mesai ile kendiniz de yapabilirsiniz.Tek ihtiyacınız olan gözünüze hoş gelen bir kaç şişe ve tasarımınıza göre şişeleri biraraya getirmek için metal bir konstrüksüyon.(Şişeleriniz üzerinde kesme,ajur vs gibi detaylar isterseniz  şişelerinizi götürüp bir kaç dakikada bu işleri yaptırabileceğiniz atölyeler mevcut.)Sıradan aydınlatmalara alternatif olarak izlemekten keyif alabileceğiniz bir ürün olarak düşündüm ben,bilmem siz ne dersiniz?

7 Eylül 2010 Salı

Farklılığı duvar kağıdıyla yaratalım.




Bugün duvar kağıtlarını araştırırken karşıma Elitis diye bir marka çıktı.Elitis bir fransız markası.Duvar kağıtlarının yanı sıra mobılya ve kumaş da üretiyor.Fakat bana sorucak olursanız en ön sırayı duvar kağıtları alıyor.Elitis'in Türkiye'de de distribütor firmaları var,ben de gittim yakından gördüm.İyi ki gitmişim çünkü yakından çok daha etkileyiciler.Kullandıkları renkler,baskı teknikleri,dokuları herşey çok kaliteli ve bu ilk bakışta belli oluyor.Diğer duvar kağıtlarının aksine çok ağır bir görüntüsü var.İnternet sitelerinde olmayan koleksiyonlarını gördüm özellikle derinlik etkisi veren ve dokulu alternatiflerini beğendim.Çok iddialı olanları da var yerine göre uygulandığında kesinlikle dikkat çekici olacaktır,özellikle mağaza ve otel konseptinde kullanmak ilk aklıma gelen şey oldu.Bunun dışında düz ama dokulu olanlar heryerde rahatlıkla uygulanabilir.Eğer duvar kağıdı almaya niyetiniz varsa bunlara bakmadan karar vermeyin derim.
Ön araştırma için http://www.elitis.fr/ burdan bakabilirsiniz.